Duyu’nun duygunun ve mesajın gelişmesi, çiziler, resimler ve kurallarla birlikte yazının oluşması ve ardından yazılanların dizinlenmesi süreci bilimsel bilginin birikimi insicamını özetlemektedir. Özellikle yazının şekillenmesiyle birlikte bilgi birikiminin daha geniş bir şekilde aktarılması sağlanmış ve bu süreçte kütüphaneler, eğitim sistemi ve üniversitelerin yaygınlaşmasıyla bilgiye erişim kolaylaşmıştır. İnternetin yaygınlaşmasıyla birlikte ise akademik indeksler ve online veri tabanları önem kazanmıştır.
Yazı, insanın cehaletini yenmesi ve bilgiye erişimin sağlanması için önemli bir kaynaktır. Düşünürler ve ilahi kitaplar yazının önemini vurgulamış ve kütüphaneler kurulmuştur.
Kütüphaneler, toplulukların bilgi ihtiyaçlarını karşılamak, araştırmaların yapılmasını sağlamak ve toplumsal hizmetler sunmak amacıyla kurulan kuruluşlardır. Tarihte ilk kütüphanelerin Mısır ve Mezopotamya medeniyetlerinde ortaya çıktığı ve daha sonra Yunan, Roma ve Avrupa medeniyetleriyle yaygınlaştığı ifade edilmektedir. Ancak kütüphaneler savaşlarda talan edilen yerler olmuştur. Günümüzde ise en kapsamlı kütüphanelerin kaynak sayısı bakımından zengin olduğu belirtilmektedir. Türkiye’nin bu açıdan gelişmiş ülkelerin oldukça gerisinde olduğu bilinmektedir. Bununla birlikte hepsinde olmasa da gençliğin güzide bir kısmında okuma alışkanlığının ve araştırma kültürünün geliştiğini görmek ümit vermektedir.